Ünlü sanatçı Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada yeni detaylar gün yüzüne çıktı. Ortaya çıkan “Bu kadın ölsün” mesajları sonrası kızı Tuğyan Ülkem’in “Ben yaptım ama çok pişmanım” dediği ileri sürüldü. Soruşturma cinayet şüphesiyle derinleşti. İşte detaylar…
Yalova’nın Çınarcık ilçesinde, sahne adıyla Güllü olarak tanınan sanatçı Gül Tut’un 5. kattaki kapalı terastaki pencereden düşerek hayatını kaybetmesiyle ilgili soruşturma sürerken, kızı ve oğlu hakkında ortaya atılan iddialar kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in bazı WhatsApp mesajlarının çıkması ve oğluna yönelik yöneltilen şiddet iddiaları, olaya yeni boyutlar kazandırdı. Bu gelişmelerin ardından Gülter’in yakın arkadaşı Bircan Dülger savcılığa verdiği ifadede çarpıcı ve rahatsız edici açıklamalarda bulundu.
Olay, 26 Eylül 2025 tarihinde, Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi’ndeki apartmanın beşinci katındaki kapalı terasta meydana gelmiş; Güllü, kızı ve bir arkadaşıyla birlikte bulunduğu sırada pencereden düşerek yaşamını yitirmişti. Ölümün ardından başlatılan soruşturmada “kaza mı, cinayet mi” tartışmaları uzun süre sürdü; son dönemde ortaya çıkan dijital kayıtlar ve tanık beyanları dosyayı yeniden alevlendirdi.
Mesajlar Ve Suç Duyurusu: “Bu Kadın Ölsün” İddiası
Güllü’nün çalıştığı mekanın sahibi Ferdi Aydın, olayın ardından savcılığa suç duyurusunda bulunarak dosyaya müdahil oldu. Aydın’ın iddiasına göre, Gülter’in kızı için attığı öne sürülen mesajlarda “N’olur bir şey yap, bu kadın ölsün, senin çevren çok” gibi ifadeler yer alıyordu. Bu mesajların ortaya çıkmasıyla birlikte soruşturmanın yönü değişti; Aydın, mesajların bir bölümünden haberdar olduğunu ve Güllü’nün de kızından korktuğunu söylediğini bildirdi.
Dülger, medyaya yansıyan mesajların Gülter tarafından kendisine gönderildiğini belirttiğini aktardı ve bazı mesajların olaydan kısa süre önce silindiğini iddia etti. Bu durum, telefon kayıtlarının ve yedeklerinin incelemesini zorunlu kıldı.
Yakın Tanığın İfadesi: “Ben Yaptım Ama Çok Pişmanım”
Bircan Dülger, savcılığa verdiği ifadede, cenaze sırasında Tuğyan ile yaptığı konuşmanın ayrıntılarını paylaştı. Dülger’e göre Tuğyan, kendisine “Ben yaptım ama çok pişmanım” şeklinde sözler sarf etti. Dülger, bu sözün kendisini derinden sarstığını ve o an ne yapacağını bilemediğini ifade etti. Cenaze sonrası geçen bu konuşma, dosyada kritik bir tanıklık olarak değerlendiriliyor.
Geçmişteki Şiddet Ve Madde Kullanımı İddiaları
Dülger, Tuğyan’ı 15 yaşından beri tanıdığını ve anne-kız arasındaki ilişkinin yıllardır sorunlu olduğunu belirtti. İfadesinde, Tuğyan’ın geçmişte annesini mutfak önlüğüyle bağladığını, kendisini arayıp “Bu kadını öldüreceğim” dediğini ve o dönemde İstanbul’dan dayısının müdahale ettiğini anlattı. Ayrıca Tuğyan’ın gençlik döneminde ilişki yaşadığı bir şahsın uyuşturucu ticareti ile bağlantılı olduğunu ve o kişinin şu an tutuklu olduğunu söyledi.
Dülger, Tuğyan’ın uzun süredir madde kullandığını, zaman zaman kendisine zarar verdiğini ve annesine karşı şiddet uyguladığına dair itiraflarda bulunduğunu aktardı. Bu iddialar, hem aile içi gerilimi hem de olası suç kastını değerlendiren soruşturma makamları için önem taşıyor.
İlişkiler, Miras İddiaları Ve “Frenleri Kesmek” Tehdidi
Dülger ve Aydın’ın beyanlarına göre, Tuğyan’ın mevcut sevgilisi Kervan’ın evli ve çocuklu olduğu ileri sürülüyor; bu ilişki anne-kız arasındaki çatışmayı alevlendiren bir etken olarak gösterildi. Ayrıca Aydın, Güllü’nün kızından ve oğlundan kaynaklandığını iddia ettiği maddi çekişmelerin, ölüm sonrası aile içinde gerilim yarattığını söyledi; oğlu Tuğberk Yağız’ın olay sonrası evdeki kasadan altınları aldığı iddiası da dosyaya taşındı.
Daha da tüyler ürpertici bir iddia olarak, Güllü’nün zaman zaman kızı hakkında “Eğer ben ölürsem kızım yapmıştır” dediği öne sürüldü. Dülger’in aktardığı ifadelerde, Tuğyan’ın geçmişte “annemin frenlerini kessem” tarzı söylemlerle tehditler savurduğu iddiası da yer alıyor; bu beyanlar, soruşturmanın fail kastını ve olası önceden planlanmış eylem şüphesini güçlendiriyor.
Dülger, keşif heyeti ve ev incelemesi sürecine ilişkin de çarpıcı iddialar sundu: Tuğyan’ın kendisinden, kızının odasındaki içki şişelerini salondaki konsola dizmesini istediğini ve böylece Güllü’yü “alkolik” göstermek amacıyla düzenleme yapıldığını öne sürdü. Ayrıca cenaze öncesi telefon üzerinden silinen mesajlar ve Dülger’in telefonunun alındığı iddiası, delil karartma şüphesini gündeme getirdi.
Tuğyan’ın, Dülger’i arayarak “Beni savcılıktan arıyorlar, beni gözaltına alacaklar, beni sattın. Ben yanarsam seni de yakarım” şeklinde tehditler savurduğunu iddia eden Dülger, yaşananların hem psikolojik baskı hem de korku ortamı yarattığını belirtti.
Tüm bu iddiaların ardından savcılık soruşturmayı genişletti; olay artık yalnızca yüksekten düşme olarak değerlendirilmiyor. Adli Tıp bulgularının yeniden incelenmesi, olay gecesine ait güvenlik kamerası görüntülerinin toplanması ve telefon kayıtlarının detaylı şekilde çözülmesi yönünde adımlar atıldığı öğrenildi. Tanık beyanları ve dijital veriler arasındaki tutarsızlıkların giderilmesi, adli süreç için belirleyici olacak.


 
								 
								 
								 
								