Jeff Bezos’un kurucusu olduğu havacılık ve uzay şirketi Blue Origin, Perşembe günü tarihi bir başarıya imza atarak havacılık mühendisi Michaela “Michi” Benthaus’u uzaya gönderdi. İnsanlı uzay uçuşlarında erişilebilirlik adına büyük bir dönüm noktası olan bu görevle birlikte, Benthaus Kármán hattını geçerek uzaya çıkan ilk tekerlekli sandalye kullanıcısı unvanını kazandı.
Uzayda erişilebilirlik dönemi başlıyor: NS-37 görevi başarıyla tamamlandı
New Shepard roketi, Batı Teksas’taki Fırlatma Alanı Bir’den başarılı bir kalkış gerçekleştirdi. NS-37 adı verilen bu görev kapsamında Benthaus ve beraberindeki beş yolcu, yaklaşık 11 dakika süren yörünge altı bir uçuş deneyimi yaşadı. Mürettebat, Dünya’nın yaklaşık 62 mil (yaklaşık 100 kilometre) üzerine çıkarak birkaç dakikalığına yerçekimsiz ortamda süzülme ve uzayın derin karanlığına karşı dünyayı izleme şansı buldu.
Avrupa Uzay Ajansı’nda mühendis olarak çalışan Benthaus, 2018 yılında geçirdiği bir dağ bisikleti kazası sonucu omurilik yaralanması yaşamış ve tekerlekli sandalye kullanmaya başlamıştı. Fırlatma öncesinde duygularını paylaşan Benthaus, kazadan sonra uzay hayallerinin sonsuza dek bittiğini düşündüğünü belirtti. Ancak geçtiğimiz aylarda harika bir ekiple çalışarak, daha önce hiç yapılmamış olanı başardığını ve tekerlekli sandalye kullanan birinin uçuşa katılmasını mümkün kıldıklarını ifade etti.
Tarihi uçuş öncesinde AstroAccess ile parabolik uçuşlara katılarak yerçekimsiz ortamda çeşitli erişilebilirlik deneyleri yürüten Benthaus, hazırlık sürecinde oldukça aktifti. Hastanedeki iyileşme sürecinde kendisine destek olan peluş su aygırı oyuncağı da bu özel yolculukta ona eşlik etti. Benthaus, engelli bireylerin uzay seyahatinin henüz çok erken bir aşamada olduğunu ancak bu uçuşun kritik bir adım olduğunu vurguladı.
NS-37 mürettebatında Benthaus’un yanı sıra, SpaceX’te yirmi yıl boyunca başkan yardımcılığı yapmış olan Hans Koenigsmann da yer aldı. Ekipte ayrıca fizikçi Joey Hyde, girişimci Neal Milch, maden mühendisi Adonis Pouroulis ve bilgisayar bilimcisi Jason Stansell bulundu. Blue Origin, bu son görevle birlikte New Shepard aracıyla toplamda 92 kişiyi atmosfer dışına taşımış oldu.
Görev için tasarlanan armada, Blue Origin’in maliyet, milliyet ve fiziksel yetenek gibi engelleri aşma taahhüdünü simgeleyen özel parçalar kullanıldı. Ayrıca Benthaus’un tekerlekli sandalye tenisine olan tutkusunu temsil eden bir tenis topu sembolü de armaya eklendi. Şirket yetkilileri, misyonlarının uzayı herkes için erişilebilir kılmak olduğunu ve bu uçuşun geleceğe dair ilham verici bir örnek teşkil ettiğini açıkladı.
Michaela Benthaus, uçuş sonrasında “İlk olabilirim ama son olma niyetim yok” diyerek uzay çalışmalarında kapsayıcılığın artarak devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Teknolojinin sınırları zorladığı bu dönemde, uzay turizmi artık sadece belirli fiziksel şartlara sahip bireyler için değil, herkes için bir hedef haline geliyor. Siz uzay turizminin geleceği ve erişilebilirlik çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
